İstanbul Bakırköy’de bir özel hastanede, kalp krizi geçiren yurttaşa takılması gereken stentlerle ilgili acil müdahale sırasında fiyat pazarlığı yapıldığı görüntüler gündem oldu. Sözcü TV’nin haberine göre, yapılan testler sonucu üç damarının tıkalı olduğunu ve acilen anjiyo yapılması gerektiği belirtilen B.T., gece saatlerinde Bakırköy’de bulunan özel bir hastaneye sevk edildi.
İddiaya göre hastanede doktor ve hemşireler yerine temizlik görevlilerinin hastalarla ilgilendiğini fark eden B.T., tedaviyi kabul etmedi. Ancak doktorların kalp krizi riski olduğunu söylemesi üzerine yatış yapılarak anjiyoya alındı. Anjiyo kararının ardından B.T.’nin ameliyat masasında karşılaştığı manzarada hastane muhasebecisinin ameliyat odasına girerek kendisiyle stent fiyatlarını konuştuğunu iddia etti.
TKP’DEN AÇIKLAMA
Ameliyat masasında fiyat pazarlığı yapıldığı belirtilen görüntülerin ortaya çıkması üzerine Türkiye Komünist Partisi bir açıklama yayımladı.
TKP X hesabı üzerinden yapılan açıklamada olayın sağlıkta özelleştirmenin nasıl bir çürümeye kapı araladığını yeniden gösterdiği belirtilerek “Ölüm riski altındaki bir hastayla “en düşük 10’a olur” diyerek pazarlık yapan bu düzen tüm bu çürümenin esas kaynağıdır.” denildi.
Açıklamada insan hayatının özel hastanelerin kâr hırsına kurban edildiği ifade edilerek çözümün “derhal devletleştirme”’ olduğu vurgulandı.
TKP’nin açıklamasının tamamı şöyle:
“Bir özel hastanede kayıt altına alınan ve basına yansıyan görüntüler, sağlıkta özelleştirmenin nasıl bir çürümeye kapı araladığını yeniden gözler önüne serdi.
Kalp krizi geçiren bir hastaya müdahale edilirken “15, 20 ve 30 bin lira” denilerek stent pazarlandığını gösteren bu görüntüler, çürümenin nasıl zirve yaptığını da göstermiş oldu.
Şimdi “hastane ve ilgili isim hakkında soruşturma başlatıldı” denilerek tıpkı Yenidoğan Çetesi başlığında olduğu gibi bu düzeni aklamaya çalışan göstermelik adımlar atıldığına hep birlikte şahitlik edeceğiz.
Oysa her şey ortada ve oldukça sade. Ölüm riski altındaki bir hastayla “en düşük 10’a olur” diyerek pazarlık yapan bu düzen tüm bu çürümenin esas kaynağıdır.
İnsan hayatını, halkın sağlığını özel hastanelerin kâr hırsına kurban eden bu düzenden her şeyden önce hayatta kalma hakkımız için kurtulmamız gerekiyor.
Sağlıkta ‘özel’ olmaz, bu rezilliğin çözümü oldukça basit: Derhal devletleştirme!”
