Halkı susuz bırakan bunlarmış: Siyanürlü su canavarları

UŞAK SU KRİZİNDEN ÇIKAN MESAJLAR VE KIŞLADAĞ ALTIN MADENİ GERÇEĞİ

Türkiye su krizi yaşıyor… İzmir, Aydın, Muğla ve Antalya’da alarm zilleri çalıyor… Bodrum, Foça gibi birçok ilçede su kesintileri yaşanıyor…

Uşak ilimiz ise bu krizi en derinden yaşayan illerimizin başında geliyor…

Uşaklılar musluklarından akan su kesilince “neden” diye sorgulamaya başladı ve gözler Eşme’yle Ulubey ilçeleri arasında bulunan Kışladağ Altın Madeni’ne çevrildi.

Yaklaşık 250 bin kişinin yaşadığı Uşak şehir merkezinde yıllık 11 milyon ila 17 milyon metreküp su tüketilirken, Kışladağ Altın Madeni’nin ise tek başına yılda 12 milyon metreküp su tükettiği haberlere ve sosyal medya paylaşımlarına konu oldu…

Vatandaşlar haklı olarak tepki gösterdiler. Siyanürlü altın madeninin hayatın en değerli kaynağı olan sularını tükettiğini söylediler… Haberler üst üste gelince Mehmet Yılmaz’ın başında olduğu El Dorado-TÜPRAG yazılı bir açıklama yaptı: “DSİ tarafından yıllık 2,5 milyon metreküp su tahsis edildi ama bu miktarı bile tam olarak kullanmıyoruz” dedi.

Peki nereden çıktı bu 12 milyon metreküp su tüketimi?

MAHKEMEDE SÖYLEDİ

AİHM’in “adil yargılama ihlali” kararı nedeniyle 12 Şubat 2025 tarihinde Uşak İdare Mahkemesi’nde görülen duruşma sırasında Kışladağ Altın Madeni’nin bir yetkilisi, madenin bir yılda 12 milyon metreküp su kullandığını açıkladı… Bu açıklamayı mahkeme salonunda bulunan yaklaşık 50 kişi duydu. Bizzat bu açıklamaya şahit olan ve o gün o salonda bulunanlardan birisi de TEMA’nın Uşak Temsilcisi Prof. Dr. Barış Metin’di. Prof. Metin, o gün o salonda yanı başında eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’ın da oturduğunu ve Durmuş Yılmaz’ın da bu açıklamayı duyduğunu söyledi. Durmuş Yılmaz da X hesabından bu bilgiyi teyit etti.

El Dorado – TÜPRAG yetkilisi mahkeme salonunda Kışladağ Altın Madeni’nin yıllık su tüketiminin 12 milyon metreküp olduğunu söylüyor ve ardından şehirde susuzluk krizi patlayıp da oklar Kışladağ siyanürlü altın madenine dönünce Mehmet Yılmaz çıkıp, “Bizim yılda en fazla 2,5 milyon metreküp su tahsisatımız var ama onu da kullanmıyoruz” diye açıklama yapıyor.

Peki kim doğru söylüyor? Yada kimler gerçekleri saptırıyor…

KENDİ ÇED DOSYASI YALANLIYOR

Mehmet Yılmaz bütün pişkinliğiyle Uşak’ın onda biri kadar su kullandıklarını, Ulubey akiferinin çok küçük bir bölümünden su çektiklerini vs anlatıyor. Bakın aynı Mehmet Yılmaz 2013 yılında, Kışladağ kapasite artışıyla ilgili ÇED dosyasında, bölgedeki 7 köyün (Gümüşkol, Katrancılar, Bekişli, Karacaömerli, Akçaköy, Söğütlü ve Küçükilyaslı )ve bu köylere bağlı 4 mahallenin (Karapınar, Hacıali, Örencik, Güzelkay) adlarını veriyor ve ardından “Bölgede su temini anlamında bir şikayet yoktur” diyor. Uşak’ın suyunu ve doğasını korumak için mücadele veren Funda Öz Akçura haklı olarak ekliyor: “Madenin bölgesindeki çevrelerde demek ki 12 yıl öncesine kadar bol su varmış.”

Ama bugün 7 köyün suyu tamamen tükendi ve bu köylere il özel idaresi tarafından tankerlerle su taşınmaktadır. İşte o köylerden birisi olan Karacaömerli, eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’ın da köyüdür. Durmuş Yılmaz X hesabından: “Köyüm Karacaömerli altın madeninin kuş uçuşu 3 km kuzeyinde. Köyde doğal cazibe ile akan 6 çeşme vardı. Maden açıldıktan sonra bu çeşmeler tek tek kurudu” demektedir.

Yani bölgede 12 yıl önce bulunan sular artık yoktur… Bölgede susuzluk ve kuraklık vardır…

ANA KAYNAK MURAT DAĞI

Mehmet Yılmaz, “Bizim Murat Dağı’yla bir ilgimiz yok” dese de, TEMA Uşak Temsilcisi Prof. Dr. Barış Metin’e göre Murat Dağı bölgedeki su akiferlerinin ana kaynağı durumunda. Yani yer altı suları da Murat Dağı’ndan besleniyor.

Bugün Uşak ilinin yüzde 80’i dördüncü sınıf madencilik ruhsatlarıyla kuşatılmış durumda. Eskisi gibi kar ve yağmur yağışı yok. Bu nedenle yer altı su kaynakları eskisi gibi beslenemiyor. Yani çok özenli ve dikkatli kullanılması gerekiyor. Ancak su canavarı bir maden ve çevredeki büyük küçük diğer madenler, her yıl milyonlarca metreküp suyu yer altından çekip kullanıyor.

SANİYEDE 79 LİTRE

TÜPRAG kapasite artışıyla ilgili ÇED raporunda, “Saniyede 78,7 yani 79 litreyi kullanacağım” diyor. Şirket, “Kapasite artışıyla birlikte ortaya çıkacak ek su talebi ise yüzey suyu kaynaklarından ve gerekirse açık ocaktan susuzlaştırma yolu ile elde edilen sudan kullanılacaktır” diyor… Bir başka deyişle TÜPRAG, yer altı su kaynaklarından saniyede 79 litre çektiği su yetmezse, 500 metre derinliğe ulaşan cehennem çukurunda biriken suları da kullanacağını deklare ediyor. Peki madenin cehennem çukuruna biriken su nereden geliyor? Uzaydan mı ışınlıyorlar. Elbette bölgedeki akiferlerden, yani yer altı su kaynaklarından. Mehmet Yılmaz’ın yönetimindeki TÜPRAG, açtığı kuyulardan çektiği yer altı sularını ve cehennem çukuruna dolan yer altı sularını ve biriktirdiği yağmur sularını kullanıyor ve bu şekilde saniyede en az 100 litre su kullanımı söz konusu. TÜPRAG bunu deklare etmiş zaten. Saniyede 100 litreden yılda 3 milyon 153 milyon 600 bin metreküp su kullanılmış olur. Bu kendilerinin açıkladığı bilgilerden ortaya çıkan rakamlar… Yani bu rakamlar bile Mehmet Yılmaz’ın açıkladığı 2,5 milyon metreküp rakamının üstünde…

VEKİLLER KIŞLADAĞ’I ZİYARET ETMİŞTİ

Çalışmalarını tamamlayan TBMM İliç-Çöpler Faciası Araştırma Komisyonu üyeleri 2024 yılı yaz ayında El Dorado Gold – TÜPRAG’a ait Kışladağ Altın Madeni’ni ziyaret etmişti. Daha önce de yazdık, tekrarlayalım, bu ziyaret sırasında Kışladağ Genel Müdürü Mehmet Yılmaz, milletvekillerine yaptığı uzun konuşması sırasında arada doğruları da söylemişti. Dünyada her yıl üretilen yaklaşık 65 milyar ton madenin 700 milyon tonunun Türkiye’de üretildiğini söyleyen Mehmet Yılmaz, “450 milyon tonunu sadece agrega oluşturuyor” demişti. Yani beton ve harç yapımında kullanılan kum, çakıl, kırma taş gibi malzemeler. Yani beton ekonomisi. Elbette sadece Türkiye için değil… Ülkemizi Avrupa’nın ve bölgenin “agrega deposu” haline getirdiler. Ucuz ve her yer serbest. Ayrıca Mehmet Yılmaz’ın söylemediği en çarpıcı ve acı gerçek ise yılda 35,5 ton altını üretmek için diğer 699 milyon 999 bin 964,5 ton üretilen bütün madenlerden daha fazla hafriyat ve atık yaratıldığı gerçeği!

500 MİLYAR TON

Bu ziyaret sırasında milletvekillerine aynen şöyle diyor Mehmet Yılmaz:

“Tabii, bunu üretirken şunun da farkında dünya: İyi de kardeşim, ya 65 milyar ton malzeme üretiyorsun, bunu nereye kadar üreteceksin… Bunu çıkartmak için üç kat da hafriyatı şusu, busu var. Dünyada 500 milyar tonluk malzeme hareketi var. Geleceğimize zarar veriyorsunuz, ne oluyor? Bu sürdürülebilir bir şey değil…”

Yani diyor ki madencilik dedikleri şey dünyanın de en büyük sorunu. Her yıl bütün dünyada 65 milyar ton maden üretildiğini ve bunun için 500 milyar tonluk hafriyat yaratıldığını, büyük bir bölümünün pasa dağları, liç dağları ve zehirli atık barajları olarak terk edildiğini anlatıyor. Ayrıca bu işlemler sırasında çok büyük oranlarda da su kullanılır. Çöpler Altın Madeni’nin ilk kapasite artışıyla ilgili ÇED raporunda yeraltı kuyularından saniyede 130 litre su çekildiği yazıyordu. Daha sonra yapılan kapasite artışıyla birlikte bu rakamın da üstüne çıkıldı.

İNANILMAZ RAKAMLAR

Bir başka ekokırım merkezi olan İvrindi Altın Madeni’nin ÇED raporuna göre ise şirket Madra Dağı’nın yer altı suyu kaynaklarından saniyede 57,7 litre su çekiliyor. Bir günde 4 Milyon 924 Bin 800 Litre, bir yılda ise 1 Milyar 832 Milyon 25 Bin 600 Litre su tüketiyor. Yani diğerleri gibi siyanürlü İvrindi Altın Madeni de üzerine kurulduğu bölgenin sularını acımasızca tüketiyor ve zehirliyor…

Bölgedeki köylülerin, çiftçilerin, doğal yaşamın ve milyonlarca insanın can damarı olan, su kaynağı olan eşsiz Madra Dağı’nın zirvelerine kurulan Nurol Holdinge ait İvrindi Altın Madeni’nin Genel Müdür Yardımcısı Ali Burak Aktaş, TBMM Çöpler Faciası Araştırma Komisyonu üyelerinin ziyareti sırasında yaptığı açıklamada, bir metrekarelik liç alanına bir saniyede 12 litre siyanürlü solüsyon verdiklerini söylüyor. Dakikada 720 litre. Bir saatte 43 bin 200 litre. bir günde 1 milyon 36 bin 800 litre. bir ayda 32 milyon 140 bin 800 litre. bir yılda ise 385 milyon 689 bin 600 litre. Bu sadece bir metrekarelik liç sahasına verilen siyanürlü solüsyon miktarı. İvrindi Altın Madeninde aynı anda 83 hektar yani 830 dönüm yani 830 bin metrekarelik liç sahası siyanürleniyor…

Hatta saniyede 12 litre değil, 1,2 litre siyanürlü solüsyon verseler bile yılda 31 milyar 409 milyon 856 ben metreküp siyanürlü solüsyon verilmesi anlamına geliyor. Rakamlar çok büyük. Yani Ali Burak Aktaş’ın açıklamaları, Meclis tutanaklarına ya yanlış yazılmış olabilir ya da çok büyük bir kandırmacayla karşı karşıyayız. Biliyoruz çok büyük yalanları hiç sıkılmadan söylüyorlar ama bu kadarı gerçekten çok fazla…

Genel Müdür Yardımcısı Ali Burak Aktaş’ın bir metrekarelik liç alanına bir saatte 12 litre siyanürlü solüsyon verdiklerini varsayalım. Yani saniyede değil saatte verilen siyanürlü solüsyon miktarı olsun. Bir metrekareye verdikleri solüsyon saatte 12 litre olursa, bir günde 288 litre, bir ayda 8928 litre, bir yılda ise 107 bin 136 litre olur. Bu sadece bir metrekarelik liç sahasına verilen solüsyon miktarı. Mevcutta 83 hektar yani 830 dönüm, yani 830.000 metrekare liç alanı var. Yani 830.000 X 107.136= 88.922.880.000 litre yani 88 milyon 922 bin 880 metreküp. Bu ayrıca yaklaşık yılda 90 bin ton siyanür kullanımı anlamına geliyor.

Yani saniye de olsa, saat de olsa çok büyük oranlarda siyanürlü su kullanımı söz konusu.

Nurol Holding’e ait TÜMAD, İvrindi Altın Madeni’nde liç alanını 83 hektardan 257 hektara çıkarmak için geçtiğimiz aylarda izin istedi. Yani liç alanını 830 dönümden 2570 dönüme çıkarmak istiyor ve bu çerçevede yeni bir ÇED hazırlayıp Çevre Bakanlığı’na sundu. Yani siyanürleme işi üç katından fazla artıracak.

BBC Türkçeye konuşan, Bağımsız araştırmacı ve bilim insanı Dr. Fulya Aydın-Kandemir, “Sürekli yeni su kaynakları aramak yerine, elimizdeki suyu akıllıca yönetmeye odaklanmalıyız. Su havzalarındaki ormanları, meraları ve sulak alanları korumak ve iyileştirmek, en etkili barajları inşa etmek gibidir” demektedir.

Türkiye su krizi yaşıyor… Küresel iklim felaketi şiddetini artırdıkça bu krizler felakete dönüşecek. Türkiye’yi yönetenlerin Kanal İstanbul ve yağma-talan madenciliği peşinde koşmak yerine, Türkiye’nin yakın zamanda karşı karşıya kalacağı felakete karşı önlemler alması gerekiyor. Oysa uygulamalar ve çıkarılan yasalara bakılırsa ülkemiz göz göre göre bir felakete sürükleniyor.

İbrahim Gündüz

Related Posts

CHP’li vekilden, Öcalan’a ‘kurucu önder’ diyenlere net mesaj

Elazığ’da Lokantacılar ve Tatlıcılar Esnaf Odası Başkanlığı tarafından Elazığ Valiliği ve Elazığ Belediyesi’nin destekleriyle bu yıl 7’ncisi düzenlenen Gastronomi Festivalinde konuşan CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, terörsüz Türkiye sürecine destek verdiğini belirterek, “Ama şunun da bilinmesini isterim, terör örgütünün başı katil Abdullah Öcalan, benim için dünde katildi bugün de katil yarın da katil kalacaktır” dedi.

Yenilenmesi için getirilen yün yastıktan 7 Cumhuriyet altını çıktı

Kahramanmaraş’ta yenilenmesi için getirilen yastıktaki yünün içinden 7 adet Cumhuriyet altını çıktı.

Hastane tuvaletinde büyük rezalet! Doktor yüzlerce kadını gizlice kayda aldı

Avustralya’da doktorun gizli kamera skandalı ülkeyi ayağa kaldırdı. Doktor tuvalette 460 kadını kaydetti.

Pastane vahşeti! Oda başkanı böyle ölüm saçtı

Antalya Pastacılar Odası Başkanı Kerim Üre’nini tartıştığı Hasan Fırat ile araya giren personeli Elif Kılıç’ı tabanca ile vurarak öldürdüğü olaya ilişkin kamera görüntüleri ortaya çıktı.

Çok önemli kalkınma hamlesi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kars-Iğdır-Aralık-Dilucu Demiryolu Hattı için yayınladığı mesajda “Ülkemiz ve bölgemiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Bu hat köprü vazifesi görecek çok önemli bir kalkınma hamlesidir” dedi. Erdoğan, geçişin açılmasının Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin üretim ve ihracatını artıracağını ve Akdeniz’in turizm kapasitesini daha da güçlendireceğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Celal Bayar’ı andı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 3’üncü Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ı vefatının 39’uncu yılında rahmetle andı.